Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

çay bahçesi

  • 1 çay bahçesi

    n. tea garden, tearoom
    * * *
    tea garden

    Turkish-English dictionary > çay bahçesi

  • 2 nerede bir çay bahçesi bulabilirim

    Where can I find a tearoom

    Turkish-English dictionary > nerede bir çay bahçesi bulabilirim

  • 3 çay

    çay1 Flüsschen n
    çay2 Tee m; Teegesellschaft f;
    çay bahçesi Gartencafé n;
    çay kaşığı Teelöffel m;
    çay süzgeci Teesieb n;
    çay yapmak Tee machen; eine Teeparty veranstalten;
    çaya davet etmek zum (Nachmittags)Tee einladen;
    açık (koyu) çay leichter (starker) Tee

    Türkçe-Almanca sözlük > çay

  • 4 çay

    1. tea, tea plant. 2. tea (dried tea leaves). 3. tea (as a drink). 4. tea party, tea. - bahçesi tea garden (where tea and other refreshments are served). - bardağı tea glass. - demlemek to steep tea. - fincanı teacup. - kaşığı teaspoon (a tiny spoon, usually smaller than an American coffee spoon). - ocağı kitchen where tea is made and sold by the glass. - takımı 1. tea set. 2. tea cloth and a set of napkins. - vermek 1. to serve tea. 2. to give a tea party, have a tea party.

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > çay

  • 5 tea garden

    çay bahçesi

    English-Turkish new dictionary > tea garden

  • 6 tea garden

    n. çay bahçesi
    * * *
    çay bahçesi

    English-Turkish dictionary > tea garden

  • 7 tearoom

    n. çay salonu, çayevi, çay bahçesi
    * * *
    çay odası
    * * *
    noun (a restaurant where tea, coffee, cakes etc are served.) çayhane, kafe

    English-Turkish dictionary > tearoom

  • 8 bahçe

    bahçe Garten m;
    bahçe evi Landhaus n;
    çay bahçesi Café n;
    çocuk (oder oyun) bahçesi Kinderspielplatz m

    Türkçe-Almanca sözlük > bahçe

  • 9 where can i find a tearoom

    nerede bir çay bahçesi bulabilirim

    English-Turkish dictionary > where can i find a tearoom

  • 10 where can i find a tearoom

    nerede bir çay bahçesi bulabilirim

    English-Turkish dictionary > where can i find a tearoom

  • 11 run

    adj. kaçak
    ————————
    n. koşu, koşma, yarış, sefer, seyir, gezinti, kaçamak, talep, kaçık, çorap kaçığı, rağbet, otlak, kümes bahçesi, verim, gösterim, süre, devam süresi, sürü, balık sürüsü, çoğunluk, maden damarı, dere, çay, akış
    ————————
    v. koşmak, kaçmak, tabanları yağlamak, geçip gitmek, yarışmak, yarışa katılmak, aday olmak, adaylığını koymak, gitmek (gemi), sürü halinde gitmek, işlemek, gidip gelmek (arasında), akmak, geçmek, uzanmak, sızmak, erimek, geçerli olmak, yürürlükte olmak, koşarak geçmek, aday göstermek, çarpmak, koşturmak, otlatmak, işletmek, çalıştırmak, yönetmek, kullanmak, sürmek, yayınlamak, taşımak, kaçakçılığını yapmak, göstermek (film), oynatmak
    * * *
    1. çalıştır 2. çalış (v.) 3. koşu (n.)
    * * *
    1. present participle - running; verb
    1) ((of a person or animal) to move quickly, faster than walking: He ran down the road.) koşmak
    2) (to move smoothly: Trains run on rails.) gitmek, çalışmak
    3) ((of water etc) to flow: Rivers run to the sea; The tap is running.) akmak, dökülmek
    4) ((of a machine etc) to work or operate: The engine is running; He ran the motor to see if it was working.) çalışmak, işlemek
    5) (to organize or manage: He runs the business very efficiently.) yönetmek, idare etmek
    6) (to race: Is your horse running this afternoon?) yarışmak, koşmak
    7) ((of buses, trains etc) to travel regularly: The buses run every half hour; The train is running late.) çalışmak, işlemek
    8) (to last or continue; to go on: The play ran for six weeks.) sürmek, oynamak
    9) (to own and use, especially of cars: He runs a Rolls Royce.) kullanmak, sürmek
    10) ((of colour) to spread: When I washed my new dress the colour ran.) çıkmak, boya vermek
    11) (to drive (someone); to give (someone) a lift: He ran me to the station.) (arabasıyla) götürmek
    12) (to move (something): She ran her fingers through his hair; He ran his eyes over the letter.) dolaştırmak, gezdirmek
    13) ((in certain phrases) to be or become: The river ran dry; My blood ran cold (= I was afraid).) olmak
    2. noun
    1) (the act of running: He went for a run before breakfast.) koşma, koşu
    2) (a trip or drive: We went for a run in the country.) gezi, dolaşma
    3) (a length of time (for which something continues): He's had a run of bad luck.) süre, dönem
    4) (a ladder (in a stocking etc): I've got a run in my tights.) kaçık
    5) (the free use (of a place): He gave me the run of his house.) kullanma
    6) (in cricket, a batsman's act of running from one end of the wicket to the other, representing a single score: He scored/made 50 runs for his team.) sayı
    7) (an enclosure or pen: a chicken-run.) çevrili açık alan
    - running 3. adverb
    (one after another; continuously: We travelled for four days running.) üst üste
    - runaway
    - rundown
    - runner-up
    - runway
    - in, out of the running
    - on the run
    - run across
    - run after
    - run aground
    - run along
    - run away
    - run down
    - run for
    - run for it
    - run in
    - run into
    - run its course
    - run off
    - run out
    - run over
    - run a temperature
    - run through
    - run to
    - run up
    - run wild

    English-Turkish dictionary > run

См. также в других словарях:

  • çay bahçesi — is. Çay, kahve ve alkolsüz içkilerin içildiği bahçe Üstü kat kat satılacak, altı ya çay bahçesi olacak ya da gazino! A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çay — 1. is., bit. b. 1) Çaygillerden, nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (Thea chinensis) 2) bit. b. Bu ağaççığın özel işlemlerle kurutulan yaprağı 3) Bu yaprağın demlenmesiyle elde edilen güzel kokulu ve sarımtırak kırmızı renkli içecek O esnada… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bahçe — is., Far. bāġçe 1) Sebze yetiştirilen yer, bostan Bahçenin bir köşesinde büyük bir bostan kuyusuyla mıhlanmış bir kapı vardı. R. N. Güntekin 2) Çiçek ve ağaç yetiştirilen yer Bir otelin ağaçlıklı, çiçeklerle süslü bahçesi önünde durmuştuk. R. H.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Rize — Vorlage:Infobox Ort in der Türkei/Wartung/Landkreis Rize …   Deutsch Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»